2.02.2016

Sadık Hidayet/ Kör Baykuş

Sadık Hidayet (Sâdık Hidâyet), 1903 yılında Tahran'da doğar. Modern İran edebiyatının inşasında, yazın dünyasına kattığı eserlerle önemli, gerçekten önemli bir rol oynar. Seksen beş sayfalık Kör Baykuş romanı, gizemli ve okudukça insanı içine çeken bir mağara izlenimi verdi bana; bitirene kadar başından kalkamamakla birlikte, okuduğumuz kimi paragraf ve cümlelerin bizi etkilemesini, yazar bu romanında her sayfaya yaymış adeta.
Behçet Necatigil, çevirisiyle birlikte romana bir Önsöz yazmış, Hidayet'in yakın arkadaşı Bozorg Alevî'nin Sonsözü ile de yapıt sonlanmıştır.(Ben romanı Beyoğlu'ndaki bir sahaftan beş liraya aldım.)

Yazar, sonuncusu başarılı olmakla birlikte iki kez intihar girişiminde bulunmuştur. Şimdi yakın arkadaşı Bozorg Alevî'den son intiharını okuyalım:

Paris'te günlerce, havagazlı bir apartman aradı, Championnet caddesinde buldu aradığını. 9 Nisan 1951 günü dairesine kapandı ve bütün delikleri tıkadıktan sonra gaz musluğunu açtı. Ertesi gün ziyaretine gelen bir dostu, onu mutfakta yerde yatar buldu. Tertemiz giyinmiş, güzelce tıraş olmuştu ve cebinde parası vardı. Yakılmış müsveddelerin kalıntıları, yanı başında yerde duruyordu.

Ölüm, gölge, karanlık gibi kavramlara yakın olan yazar, Kör Baykuş romanında bu temalarla olan ilişkisini arttırmış görünüyor. Okuyanı içine çeken bu romandan, herkes farklı şeyler anlayabilir, çünkü romanın kişileri, zamanı ve mekanı yok; Hidayet romanında bu kavramları ortadan kaldırmış. Ama okuyucunun hissettiklerinde müşterek bir şey varsa o da, belli belirsiz bir karanlığa meyil, karanlığı isteme, merak etme duygusudur. Şimdi romandan bir parça ile veda ediyorum:



...Odamı sınırlayan dört duvar arasında, varlığımı ve düşüncelerimi kuşatan hisarın içinde ömrüm azar azar eriyor. Bir mum gibi, hayır, yanlışım  var, ömrüm bir oduna benziyor, ocaktan düşen bir oduna: Öteki odunların ateşinde kavrulmuş, kömürleşmiş, ama ne yanmış, ne olduğu gibi kalmış bir oduna benziyor. Fakat diğerlerinin dumanından, soluğundan boğulmuş.

Hiç yorum yok: